Dolmabahçe Sarayı'nı yakan aşçı!
Mustafa Kemal Aetürk'ün yanında uzun bir süre aşçı olarak çalışan 93 yaşındaki Halit Atay, Dolmabahçe Sarayı'nı az daha nasıl yakacaklarını yıllar sonra anlattı.
Halit Atay'ın çocukluğu Kurtuluş Savaşı'nın tam ortasında geçti. 1913 doğumlu olan Mengenli delikanlı, gelenekleri bozmadı ve birbirinden güzel yemekler yaparak yavaş yavaş kendini aşçılıkta kanıtladı. Mustafa Kemal ******'ün yanında çalışan ağabeyi Mehmet Atay, Çankaya Köşkü'nde bir aşçı ihtiyacı olunca Mengen'e haber gönderdi ve 'Halit gelsin' dedi. Mengen'e büyük bir sevinç dalgası yayıldı. Halit Atay katırlarla Ankara'ya doğru yola çıktı ve sonunda Köşk'e ulaştı...
Bugün 93 yaşında olan Atay, 1931 yılından 1935'e kadar Çankaya Köşkü'nde ******'ün aşçısı olarak çalıştı. Halit Dede'nin abisi de, ****** ölene kadar yanında aşçıydı. Ancak senelerce emekli olamadı. 1980'den sonra Kenan Evren'e mektup yazan ağabey, Evren'in konuyla yakından ilgilenmesine rağmen bu hakkı elde edemedi ve 15 yıl önce öldü. Bunları bize biraz da sitemle anlatan Halit Dede, ******'le ilgili anılarını bizimle paylaşırken hala o günkü kadar heyecanlıydı. Şimdi sözü ona bırakalım.
ASLA SOĞUK YEMEZDİ
* Mutfakta 8 aşçıydık. ******'ü çok göremezdik. Arada bir mutfağa iner 'Nasılsınız' diye hal hatır sorardı. Dolmabahçe'de olsun, Çankaya'da olsun asla tek başına yemek yemezdi. En az 30-40 kişilik yemek yapardık.
* ****** neredeyse sabaha kadar çalışırdı. Sabahları ise mutlaka iki yumurta ile yapılmış omlet yerdi. Mutlaka iki yumurta ve beyaz peynir olacak! Her sabah omletini ben yapardım. Arada bir 'Soğuk olmuş' deyip geri gönderirdi. Tekrar omleti hazır eder, garsonlara verirdim. Çok titizdi. Asla soğuk yemezdi.
* Mutlaka kuru fasulye olacak. ******'ün en sevdiği yemek kuru fasulyeydi çünkü. Ne zaman isteyeceği belli olmadığı için, biz her sabah mutlaka kuru fasulyeyi hazır ederdik. İster Çankaya Köşkü'nde olalım, ister Dolmabahçe'de, mutlaka yapardık. Yapardık ve yemezse döker sabah tekrar yapardık. Hatta trenle seyahat ettiğimizde bile ilk işimiz kuru fasulye yapmaktı.
* Dolmabahçe'ye gittiğimizde ıstakoz bile bulup hazırlardık o zaman. Hatta kılıç balığı bile bulunurdu. Tabaklara büyük özen gösterirdik. Bamyalar bile tabaklara tek tek dizilirdi. O denli güzel görünürdü.