Hürriyet gazetesinin dünkü sürmanşetinden okuyoruz:
“GÜL AİLESİNİ
SEVİNDİREN HABER
MEHMET EMRE REKOR PUANLA HARVARD’DA” Habere göre;
“Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün küçük oğlu Mehmet Emre
Gül (19) ABD’de girdiği sınavlarda üstün başarı göstererek dünyaca ünlü
Harvard Üniversitesi’nde eğitim görme hakkı kazandı.” Haberde ayrıca şu satırlara yer veriliyor:
“Gül’e Harvard’ın
dışında Columbia, Winston, Chicago ve MIT’den de teklif geldi. Mehmet
Emre, SAT (Scholastic Aptitute Test) sınavında 800 üzerinden 800 puan
alarak ulaşılması zor bir rekora imza attı.”
İşte bu haber dün internet haber sitelerinin neredeyse tamamında da
geniş şekilde yer aldı. Yetmedi, televizyonda ana haberlerde konu
edildi. Meslektaşlarımız; Mehmet Emre Gül için ne manşetler döşediler,
ne övgüler dizdiler…
Acaba bu haberi okuyan vatandaşın göğsü kabardı mı?
Malum, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın oğlu üstün başarı elde
etmiş, ulaşılması zor bir rekora imza atmıştı.
Eğer göğsü kabaran bir vatandaş bu yazıyı okursa, baştan söyleyelim;
hayal kırıklığına uğratacağım.
Evet…
Lafı daha fazla uzatmadan, gelelim bu
“büyük başarının” gerçekte
nasıl bir
“fos” olay olduğunu anlatmaya…
Önce; söz konusu haberde bahsi geçen SAT sınavı nedir, ne değildir bir
bakalım kısaca…
NEDİR BU SAT SAT (Scholastic Aptitude Test - Eğitim Yetenek Testi), Amerika'da
üniversite eğitimi almak isteyenlerin girmesi gereken bir sınav. Bu
testte; eleştirel okuma, yazma-kompozisyon ve matematik alanlarında
öğrencilerin bilgisinin ölçülmesi hedeflenir. SAT testinin her bir
bölümü minimum 200 ve maksimum 800 puan ölçeğindedir.
Bu bilgilere baktığımızda; “helal olsun işte, Mehmet Emre Gül en yüksek
puanı almış, çok başarılı” diye mi düşünmeliyiz?
Ne yazık ki; hayır!
Bu sınavın Türkiye’deki üniversiteye giriş sınavlarından çok çok daha
kolay olduğunu ve hatta çok özel bir ön çalışma dahi gerektirmediğini,
hangi uzman eğitimciye sorsanız, öğrenebilirsiniz. Olmadı, bu yazıyı
okuduktan sonra internetten dahi araştırmanız size bu bilgiyi verir.
Devam edelim…
Ne diyordu haberde; Cumhurbaşkanı’nın oğlu ulaşılması zor bir rekora
imza attı!
Peki, neydi o ulaşılması zor rekor: 800 puan almak!
Şimdi bakalım; bu sınavı (SAT) yapan resmi kurum olan American College
Board’un, geçen seneki SAT raporundaki rakamlar ne diyor:
Kurumun resmi sitesinde yayınlanan istatistiğe göre; SAT’ın matematik
bölümünden 2009 yılında 800 puanı alan kişi sayısı;
10 Bin 52 kişi. (
http://professionals.collegeboard.co...Ranks-2009.pdf)
Ulaşılması zor bir rekor muymuş?
(Bu arada; Deniz ******'ın torunu Mehmet Erkılıç da, geçtiğimiz aylarda
girdiği SAT sınavından 800 puan almıştı.)
HARVARD’A GİRMEK İÇİN ASLINDA NE GEREKLİ
Peki, ulaşılması zor (!) olan bu 800 puanı almak, Harvard’a girmek için
yeterli mi?
ABD’nin en etkin gazetelerinden The New York Times’ın 4 Nisan 2007
yılındaki bir haberinin ilk cümlesi özetle şunu diyor:
“Harvard,
SAT sınavının matematik bölümünden 800 puanı alan 1100 öğrencinin
başvurusunu reddetti.” (
http://www.nytimes.com/2007/04/04/ed...4colleges.html)
Yani neymiş; 800 puan yeterli değilmiş Harvard’a girmek için.
İşte tam da bu aşamada; Mehmet Emre Gül’ün babasının Cumhurbaşkanı
olması önem kazanıyor. Bilinir ki; böylesine büyük okulların öğrenci
kabulünde öncelikli olarak, bu basit sınavın sonucu değil, başvuranın
referansı dikkate alınır. Keza, Harvard Üniversitesi de kapılarını, tüm
dünyadaki zenginlerin ve seçkin isimlerin çocuklarına açmaya özen
gösterir.
Amacım; Gül ailesinin sevincini gölgelemek değil. Ancak; gerçekte
olmayan başarı hikayelerini varmış gibi göstermek, bu ülkenin deha
beyinlerine en hafif deyimiyle ayıp.
Barış Pehlivan
Odatv.com